Hergün yeni bir gündeme uyanmak, hangimizi olması gerektiği kadar memnum ediyor, üstelik gündemimiz cayır, cayır yanan ormanlarımız,topraklarımız ve üzerinde yaşayan canlarımızın varlığını kabul edip çaresizlik içinde çırpınış seslerini kulaklarımız patlarcasına duyarken.
Dört etrafımız cayır,cayır yanan alev topuna dönmüşken,bu kadar tarifsiz acıların yaşandığı çaresizliğimiz ısrarla burdayım diye çığlık,çığlığa bağırırken,nasıl olumlu olunur bilenimiz var mı ?
Uzun zamandır yaşadığımız tüm vahim olayların sorumlusu kim,veya kimler diye sorgulayan var mı,cesurca hiç korkmadan.
Bu günlere gelineceği öncelerden belli değilmidir ?
Belki de hepimizin farkında olup görmezden geldiği ve sonucunu bu kadar vehametle ödemek zorunda kaldığımız maddi,manevi tüm yaşananlardan sorumluyuz !
Etrafımızı saran durmaksızın büyümeye devam eden yangınlara geç kalmadan müdahale için geliştirilen stratejik uygulamalar nerede ?
Başka ülkelerden söndürme uçaklarını yardım kabul edebilecek kadar güçsüzlüğe nasıl düştüğümüzü sorgulamak yerine,sanki her şey yolunda olması gerektiği gibi dört, dörtlük,gerekli önlemler alınmış,tüm stratejiler uygulanmış ve sonuş olarak bu noktaya gelinmiş gibi,hiç sıkılmadan takdiri ilâhi diyerek şuurumuzu kaybedebilecek düzeye geldik,ey insaf.
Yanıyoruz !
İliklerimize kadar ne yapacağımızı bilmeden bize de sıçramaz diye dua ederek,yine bencilce düşüncelere saplanma gafletini göstermekten hiç çekinmeyerek.
Yanıyoruz !
Sormak istiyorum !
Gece gündüz hiç durmadan paylaşımlar yapsak,sürekli yazılar yazsak hiç çekinmeden cesurca,korkmadan,neyi nasıl değiştirebiliriz bilenimiz var mı ?
Düşüncelerimiz,bilgilerimiz birbirimizden farklı olabilir lakin söz konusu cayır,cayır yanan,topraklarımızgeçmişimiz,geleceğimiz ormanlarımız,canlı varlıklar, insanlık ise vicdanlarımızı sorgulamamız gerekmiyor mu ?
Hiç mi canımız yanmaz,sızlamaz vicdanımız !
Haklısınız çok şey istiyoruz dur belki de,olmayan vicdan nasıl yansın veya sızlasın öyle değil mi ?
Yanıyoruz !
Yanan ormanlarımız,canlılarımız…
Yanan her toprak bir ana !
Her ağaç bir gelecek !
Her canlı bir evlat değilmidir ?
Peki nasıl bu kadar acımazsızca gözden çıkarılabiliniyor,yetiştirilmesi için bir ömür adanılan ormanlarımız ve içinde yaşam mücadelesi veren tüm canlılarımız,canlarımız.
Yanıyoruz !
Tüm bu yaşadığımız kabus denilecek kadar olumsuzlukların en önemlisi yaşamak zorunda bırakıldığımız neredeyse bir ömür diyebileceğimiz heba edilen yıllarımız…
Neye nasıl tepki verir isek doğru muatabları görebiliriz…
“YETER ARTIK !
Sizlerin de yüreğinden vicdanlarımızın kanayan yaralarına karşılık olarak,nara atmak gelmiyor mu,çığlık çığlığa…
Herkes sus,pus herkes korkuyla bir bekleyiş içinde endişe ile ne olacağını bilmeden,bilinmezlik değil midir, bizleri ürküten.
Üzücü olan belirsizliğimizin süresini bilen yok.
Hiç şaşırmıyorum artık belli ki şaşırma limitimi duble duble kullanarak fazlasıyla doldurdum,tüm yaşadıklarımıza,yaşatılanlarımıza lakin aklımın almadığı yüreğimin ve vicdanımın kabul etmediği,edemediği nasıl her yaşanılanı fazlasıyla hak ediyormuşuz gibi kabullenişlerimiz.
Şükürlerle kendimizi kandırma çabası içinde olabiliyoruz ısrarla hiç bıkmadan.
Önceki yaşanmışlıklarımıza dönüp baktınız mı ?
Çocukluk ve gençlik yıllarım film şeridi gibi gözümün önünden geçti bir anlıkta olsa…
Sadece hafta sonlarıyla kalmıyor,her gün yeşil alanlarımız piknik yapanlarla dolup taşardı.
İstisnalar haricinde büyük orman yangınlarını hatırlamakta güçlük çekiyorum,çünkü rant uğruna feda edilerek yakılan ormanlarımız yoktu.
Hatırlıyamıyor olmam bu sebeptendir belli ki .
Keşke,kelimesini telaffuz etmek istemesemde,şu an nokta atışı dediğimiz durumdayım.
Yıllardır yönetenlerimizi analiz ettiğim ön gürüme sonsuz güvenimle tüm söylediklerimde yanılan olsaydım.
Belki yüreğimdeki acıya birazcık su serpilir,bu anlamdaki yanılgılarımın izahı mümkün olabilirdi.
Bir belediye başkanı düşünün hıçkırıklarla yardım edin diye çığlık, çığlığa bağırarak feryat ediyor !
Diğer taraftan acaba ne söyleyecek diye beklenenler, doğaçlama iki kelimeyi konuşmaktan uzak eline tutuşturulan metni okumaya çalışırken inandırıcılığını yitirmekle kalmıyor,beden diliyle ben gitmek istiyorum,beni gönderin artık diyor.
Lakin çoğunluğumuz anlamamakta gerçekten uzayda yaşıyormuşuz gibi her şeyden bi haber davranmakta ısrar ediyoruz.
Yanıyoruz !
Son günlerde yaşadıklarımızı analiz edelim diye aklımdan geçirdiğimde…
Görüyorum ki çıkan veya çıkarılan yangınlarda…
Yanan topraklarımız,ormanlarımız,ve canlarımızın vebalı hepimizin boynunda burada yorumları sizlere bırakmak istemiyorum şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gereken,fakir edebiyatı ile yeteri kadar zaman kaybedilmedimi ?
Nerede hata yapıyoruz,eksiklerimiz nelerdir diye,kendilerini sorgulamak yerine yine başkalarına suçlama yönelterek sorumluluktan kaçma iç güdüsüyle hareket eden yönetenlerden sadece sıkılmadık…
Bıktık artık bıktık !
Yaşadığımız bunca ağır süreçlere rağmen hala…
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın”
Söyleminin rahatlığından vazgeçilmediği müddetçe daha çok canımız yanarak çığlıklar atmaya devam ederiz hiç bir şey değişmeden.
Yanıyoruz !
Öyle mi ?
Her yanımız alev,alev yanıyoruz diyoruz acımızın belki biraz hafifliyeceğini düşünerek.
Yanıyoruz diyoruz ya…
Yanmıyoruz,göz göre,göre yakılıyoruz !
Hemde hiç acımadan yürekler sızlamadan,vicdanlar sorgulanmadan.
Saygılarımla
“YAŞAMA DAİR HERŞEY”
Profesyonel Koç _Uzman Eğitmen
Mercane CAN
Gerçekten hocam yanmadık , yakıldık malesef çok üzgünüz inşaallah herşey daha ıyi olur
Çok güzel yazmışsınız Mercane hanim.Yanan hayvanların çığlıklarını duyupta çok şükür can kaybimiz yok diyecek kadar vicdan yoksunu insanların birde sorumluluk almayıp belediyelerin suçu demesi…..korkuyoruz yorum yok